Dünyayı Yöneten Gizli Örgütler
Giriş
İçindekiler
Yeni Dünya Düzeni’nin dünyayı yeniden paylaşmada Türkiye’nin başına 21. yüzyılda inanılmaz çoraplar örülmek istenmekte ve Türkiye adım adım Sevr koşullarına sürüklenmektedir.
İçerik Dr. Ümit Sayın’ın aynı adlı yazısıdır. Teori Şubat 2003 sayı 157
(Teori Şubat 2003 sayı 157)
Dr. Ümit Sayın
Değerli dostum Necip Hablemitoğlu’nun anısına
Genel Durum
Yeni Dünya Düzeni’nin dünyayı yeniden paylaşmada Türkiye’nin başına 21. yüzyılda inanılmaz çoraplar örülmek istenmekte ve Türkiye adım adım Sevr koşullarına sürüklenmektedir. Oynanmakta olan bu satranç oyununda Türkiye’de dev bir operasyon yapılmış ve “Şah” köşeye sıkıştırılmıştır (Manisalı 2002a ve 2002b). Mat olup olmaması bundan sonra Türk Genelkurmayı’nın atacağı adımlara bağlıdır. ABD tarafından planlanan bu operasyon, AB ülkelerinin de yardımıyla şimdilik başarıyla yürütülerek hedeflenen ekonomik kriz ülkede başarıyla yaratıldıktan sonra, tüm piyonlar rollerini başarıyla oynamışlar ve 79 yıl önce Hilafeti kaldıran Türk devletinin tepesine Hilafetçi artığı ve ABD kuklası bir parti usta bir manevra ile -umutsuzluk içindeki halk kandırılarak- geçirilmiştir.
Tüm hükümet üyelerinin ve bakanlarının Nakşibendi veya Fethullahcı bağlantıları Aydınlık dergisinde yayımlandığı halde sadece bir iki bakandan tekzip gelmiştir. Hükümet üyelerinin büyük çoğunluğu ünlü Abant Toplantılarını düzenleyen Fethullahçı örgütlenmenin odağındaki Birlik Vakfı’nın üyesidir. Bir zamanlar “demokrasi tramvayı”na gerekirse binebileceğini ya da ereğine ulaşmak amacıyla papaz giysisi bile giyebileceğini söyleyen, camilerin kubbelerini miğfer olarak takacak, minareleri de mızrak olarak kullanacak Tayyip Erdoğan liderliğindeki kadronun yönetiminde Türkiye’yi ileride daha vahim sorunların beklediği açıktır.
Diğer yanda ise ABD 80 bin askeriyle Diyarbakır’da konuşlanmak ve Türkiye’yi hiç ilgisi olmadığı bir savaşa bulaştırmak istemektedir. ABD’nin hedefi açıktır. Kafkasya ve Ortadoğu petrol ve doğal gaz bölgelerini Naziler gibi işgal etmek ve Asya’nın stratejik bölgelerini kontrol altına almak! Ama rambo çığlıklarıyla savaş naraları atan Türk medyasında hiç değinilmediği üzere, ABD’nin asıl hedeflerinden birisi de Türkiye’yi parçalamak ve Doğu Anadolu’da ABD kuklası bir Kürt devleti kurmaktır. Türkiye’yi parçalama ve çökertme operasyonu aşikar bir biçimde Kıbrıs üzerindeki Annan Planı ile, NGO’ları ile, Fener Patrikhanesi’ne ve Rum azınlıklara verilen haklar ile, Rum Pontus’u ile, Kuzey Irak’taki Kürt Senatosu ile Türkiye’de ajanlık faaliyeti gösteren vakıflarıyla başarılı bir şekilde sürdürülmektedir. Değerli Necip Hablemitoğlu’nun katledilmesi Türkiye’yi istikrarsızlaştırma operasyonunun bir parçasıdır ve korkarım ki bu cinayetler sürecektir. Cinayetleri ise çok daha büyük bir ekonomik kriz beklemektedir. Ya Türk askeri, kriz durumlarında ABD’nin müdahele gücü haline getirilecek ya da ekonomisi kısırlaştırılmış ve tarımı çökertilmiş olan Türkiye açlığa mahkum edilecektir. Yani “Şah ve Mat” gerçekleşmesi planlanmıştır.
Bu yazıda Türkiye’deki durumu irdelemek açısından dünyayı yöneten gizli güçleri ortaya koymaya çalışacağız. Şimdilerde Globalizasyon adıyla bize yutturulmak istenen Yeni Dünya Düzeni bir günde kurulmuş bir strateji değil, kökeni imparatorluklar ve sömürgeler dönemine dayanan bir plandır. Globalizasyon, ulusçuluğu ve sınırları kaldıran bir sistem değil, aksine ezen ulusların kayıtsız şartsız hakimiyetine yol açacak acımasız, emperyalist ve faşist bir yapıdır. Yeni Dünya Düzeni’ni şekillenderen iki temel dev güç vardır. Bunlardan birisi Yahudi lobisi ve tekellerinin kurduğu gizli cemiyetler, ötekisi ise WASP adı verilen beyaz, Anglo Sakson, Protestan azınlığın kurduğu gizli cemiyetlerdir. ABD’de tüm güç ve medya bu gizli cemiyetler tarafından şekillendirilmektedir.
Yahudilerin de içinde yer aldıkları CFR (Council on Foreign Relations), Bilderberg gizli örgütü ve Trilateral Komisyon bu cemiyetlerin temelini oluşturur. Bir istihbaratçı olan George Orwell’ın 1984 isimli kitabında belirtildiği üzere, medyayı kontrol eden beyinleri kontrol eder. Beyinleri kontrol eden ise, toplumları kontrol eder (son örneğini 3 Kasım seçimlerinde gördüğümüz gibi).