Türk Telekom’un Özelleştirilmesi – Bir Talan’ın Hikayesi

IV - Özelleştirme Sonrası Sorular Ve Sorunlar / IV.A - İmtiyaz Sözleşmesine Konan Şerh

IV – Özelleştirme Sonrası Sorular Ve Sorunlar

IV.A – İmtiyaz Sözleşmesine Konan Şerh

Türk Telekom’un %55 oranındaki hissesinin blok olarak satışına ilişkin ihalenin sonucu, 25/07/2005 tarih ve 2005/9146 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanmış ve 02.08.2005 tarih ve 25894 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Oger Telecoms Ortak Girişim Grubu ile Hisse Satış Sözleşmesi 24 Ağustos 2005 tarihinde imzalanmıştır. Türk Telekom’unözelleştirilmesine yönelik Hissedarlar Sözleşmesi ve Hisse Rehni Sözleşmesi ve İmtiyaz Sözleşmesi 14.11.2005 tarihinde imzalanmıştır.

Bu sözleşmelerin imzalanmasından sonra, Türk Telekom’un %55 oranındaki hissesi Ojer Telekomünikasyon A.Ş.‘ye devredilmiş ve Türk Telekom bir kamu şirketi olmaktan çıkmıştır.

Türk Telekom ve Telekomünikasyon Kurumu arasında aynı gün İmtiyaz Sözleşmesi de imzalanmıştır.

Taraflar arasında imzalanmış olan 24 Ağustos 2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesinin tamamlanması, yine aynı Sözleşmenin 5. maddesine göre bazı koşullara bağlanmıştır. Hazine’nin tamamlanma tarihinde yerine getirmesi gereken yükümlülükleri arasında “Şirket (Türk Telekom) Yönetim Kurulu’nun, diğer konuların yanı sıra İmtiyaz Sözleşmesi’nin onaylanması ve söz konusu Sözleşme’nin imzalanması için Şirket’e yetki verilmesi konusunda karar almasını” sağlama yükümlülüğü olduğu belirtilmektedir. Yatırımcı tarafından tamamlanma tarihinde imzalanacak ve teslim edilecek olan dökümanlardan biri de şöyle tanımlanmıştır: “İmtiyaz Sözleşmesi, Telekomünikasyon Kurumu ve Şirket (Türk Telekom) arasında usulüne uygun olarak imzalanacaktır.”

Hisse Satış Sözleşmesinin tamamlanması için “Danıştay’ın İmtiyaz Sözleşmesi ile ilgili görüşünü, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 155’inci Maddesi uyarınca vermiş olması” ön şartı aranmıştır.

Yine aynı Sözleşmenin tamamlanma ile ilgili 5 maddesinde aynen; “Tamamlanma gerçekleştiğinde; bütün Tamamlanma işlemlerinin Tamamlanma Tarihinde aynı anda gerçekleştiği kabul edilir ve hiçbir devir veya teslim, bütün Tamamlanma işlemleri işbu Madde 5’de düzenlendiği şekilde tamamlanmadıkça tamamlanmış olarak kabul edilmez” denilmiştir.

Hal böyle iken, Türk Telekom’un hisse devrinden sonra seçilmiş olan Yönetim Kurulu’nun ilk toplantısı olan, 14.11.2005 tarihli Yönetim Kurulu Toplantısı’nda şu karara varılmıştır:

“Telekomünikasyon Hizmetlerinin yürütülmesine ilişkin İmtiyaz Sözleşmesi üzerinde Yönetim Kurulu’nun yapmış olduğu yeterli ve dikkatli inceleme neticesinde, Sözleşme’nin ’38/2. maddeye ilişkin her türlü haklarımızın saklı olduğunu beyan ederiz. Buna ilişkin beyanlarımız bilahare bildirilecektir.’ Şeklinde ihtirazi kayıt şerhi düşülerek imzalanmasının ve bilahare aşağıda yer alan beyanın Telekomünikasyon Kurumu’na bildirilmesinin uygun ve tüm ortakların menfaatine olduğu anlaşıldığından, İmtiyaz Sözleşmesi’nin imzalanmasında Şirketimizi temsil ve ilzama Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Boulos H. B. Doany’nin yetkili olmasına,

‘Telekomünikasyon Hizmetlerinin Yürütülmesine ilişkin İmtiyaz Sözleşmesi’nin; İhale’den sonra esaslı şekilde ve aleyhte değiştirilerek düzenlenen 38’inci maddesinin ikinci fıkrasına ilişkin, Kanundan, İhale Şartnamesi’nden, İhale Komisyonu tarafından düzenlendiği şekliyle İşlem Dökümanları’ndan ve diğer ilgili belgelerden kaynaklanan her türlü dava ve talep haklarımızın saklı tutularak imzalandığını arz ederiz. Bu Sözleşme’nin imza tarihinden sonra, Taraflar’ın rızaları dahilinde Sözleşme’de ileride yapılacak herhangi bir değişiklik, bu İhtirazi Kaydımızın geçerliliğini etkilemeyecektir.’

Oybirliği ile kararlaştırılmıştır.”

“C Grubu Hissesini (İmtiyazlı Hisse) Temsilen” Yönetim Kurulu üyeliğine getirilmiş olan Talat Aydın hariç A ve B grubu hisselerini temsil eden tüm üyelerin yani Hazine’nin temsilcisi olan Yönetim Kurulu üyelerinin hepsi tarafından imzalanan söz konusu karar gereğince, Dr. Boulos H. B. Doany imtiyaz sözleşmesine, ” Sözleşme’nin ’38/2. maddeye ilişkin her türlü haklarımızın saklı olduğunu beyan ederiz. Buna ilişkin beyanlarımız bilahare bildirilecektir.” Şerhini düşmüştür.

Bunun üzerine Türk Haber Sen, bu şerhin iptali için Danıştay’da dava açmıştır. Danıştay 13. Dairesi (2006/4733 E ve 2006/164 K sayılı) 13 Aralık 2006 tarihli kararında : Bu durumda, imtiyaz sözleşmesini imzalayan tarafların açıklamaları da dikkate alınarak, Telekomünikasyon Kurumu ‘nun 2813 sayılı Kanunun tanıdığı yetki üzerine tesis ettiği ve Kurum Başkanı’na, Danıştay düşüncesinin tamamına uyulmak kaydıyla imtiyaz sözleşmesinin imzalanması hususunda yetki veren kararına karşı Kanunu aşan biçimde Türk Telekom yetkilisi tarafından sözleşmenin sonuna düşülen beyanda ve sözleşmenin 11. maddesinin 1. fıkrasında yanlışlıkla yazıldığı belirtilen “yıllık” sözcüğünde hukuka uygunluk bulunmamıştır.

Açıklanan nedenlerle, Telekomünikasyon Kurumu ile Türk Telekom arasında imzalanan 14.11.2005 tarihli Telekomünikasyon Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin İmtiyaz Sözleşmesi’nin sonuna, Türk Telekom yetkilisi tarafından “38/2. maddeye ilişkin her türlü haklarımızın saklı olduğunu beyan ederiz. Buna ilişkin beyanlarımız bilahare bildirilecektir” şeklindeki beyan ile sözleşmenin 11. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “yıllık” sözcüğünün iptaline, ………., 13.12.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”

Cümlelerine yer verilmiştir.

Konuyla ilgili olarak;

1- Türk Telekom Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Boulos H. B. Doany’i, Telekomünikasyon Kurumu ile imzalanması gereken İmtiyaz Sözleşmesini şerh koyarak imzalamaya yetkili kılan 14.11.2005 tarih ve 101 sayılı kararda imzası bulunan ve Türk Telekom Yönetim Kurulu’nda Hazineyi temsil eden Emin Başer, İsmet Yılmaz ve Doç. Dr. Hüseyin Altaş bu tutumları ile kimin veya kimlerin çıkarlarını savunmaktadırlar?

2- Şerh düşülen madde, Danıştay’ın Anayasa’ya ve Kanunlara göre İmtiyaz Sözleşmesi’ne eklemiş olduğu ve İmtiyaz Süresi sonunda Sözleşmenin yenilenmemesi ve dolayısıyla telekomünikasyon şebekesinin, Yatırımcı tarafından işletilmeye devam edilmemesi halinde altyapının Devlete iadesini içeren bir maddedir. Böyle bir maddeye konulan şerh, nasıl olur da Hazineyi temsil eden Yönetim Kurulu Üyeleri Emin Başer, İsmet Yılmaz ve Doç. Dr. Hüseyin Altaş’ın altında imzası bulunan kararda belirtildiği gibi; “tüm ortakların (dolayısıyla Hazine’nin) menfaatine olduğu anlaşıldığından” şeklinde bir ifade ile kabul edilebilinir? Ülkenin can damarı, sağlık, güvenlik başta olmak üzere her türlü sosyal, ekonomik altyapısının güvencesi olan bir telekomünikasyon şebekesi, nasıl olur da bir Yatırımcının keyfine bırakılıp ta, İmtiyaz Sözleşmesi herhangi bir nedenle uzatılmayınca bu altyapıdan nasıl vazgeçilebilinir? (GSM İmtiyaz Sözleşmelerinde de altyapının devri ile ilgili bu hüküm aynı şekilde düzenlenmiştir. Örneğin Turkcell, Telekomünikasyon Kurumu ile imzalamış olduğu İmtiyaz Sözleşmesi’nin süresi dolduğunda herhangi bir nedenle Sözleşmeyi yenileyemezse % 100 kendi yatırımı olan altyapıyı Devlete devretmekle yükümlüdür. Zaten başka türlüsü de düşünülemez. Çünkü İşletmeci Şirket, işletmecilikten vazgeçtiği durumda altyapıyı devretmez ve atıl bırakırsa, aboneler ne yapacaktır? Türkiye, iletişim altyapısını sıfırdan tekrar kurmak zorunda mı kalacaktır?) Ve böyle bir tercih nasıl olup ta tüm ortakların ve bu arada Hazine’nin çıkarına olarak gösterilebilinir? 14 Kasım 2005 tarihinde Türk Telekom Yönetim Kurulu’nda Hazineyi temsilen bulunan Yönetim Kurulu Üyeleri Emin Başer, İsmet Yılmaz ve Doç. Dr. Hüseyin Altaş, gerçekte kim ya da kimleri temsil etmektedirler?

3- Türk Telekom Danıştay 13. Dairesi’ne yaptığı savunmada: “….sözleşmenin imzalandığı 14.11.2005 tarihinde pek çok işlemin sırasıyla ve ardı ardına veya eş zamanlı yapıldığı, dolayısıyla imtiyaz sözleşmesini imzalamaya yetkili kılınan şirket yönetim kurulu başkanının da imzalamadan çok kısa bir süre önce sözleşme hükümlerini görebildiği, imtiyaz sözleşmesinin 38. maddesinde taslak imtiyaz sözleşmesinden farklı hüküm bulunduğunun fark edilmesi üzerine, konunun daha detaylı incelenmesine ve değerlendirilmesine imkân sağlamak ve sözleşmeyi imzalamaya yetkili kılınan kişinin, kendisini atayan hissedarlar yönünden konu hakkında tartışılabilecek bir sürenin de bulunmaması karşısında, ileride şahsi sorumluluğa ve herhangi bir hak kaybına yol açmamak olduğu, belirtilen nedenlerle anılan şerhin konulduğu, bunun, Türk Telekom tarafından sözleşme hükümlerinin kabul edilmediği anlamını taşımadığı, nitekim Kurum’un 18.11.2005 tarihli yazısı karşısında herhangi bir işlem yapılmadığı, yine imtiyaz sözleşmesinin incelenmesinde yeterli zamanın bulunmaması nedeniyle, sözleşmenin 11. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “yıllık” ibaresinin de sehven yer aldığı ileri sürülerek davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmaktadır.” Bu savunma, Türk Telekom Yönetim Kurulu’nun 14.11.2005 tarih ve 101 sayılı kararı ile çelişmektedir. Çünkü söz konusu Karar, “Telekomünikasyon Hizmetlerinin yürütülmesine ilişkin İmtiyaz Sözleşmesi üzerinde Yönetim Kurulu’nun yapmış olduğu yeterli ve dikkatli inceleme neticesinde…” diye başlamaktadır. Bu durum Türk Telekom Yetkililerinin ve bu arada Türk Telekom Yönetim Kurulu’nda Hazineyi temsilen bulunan üyelerin samimiyetsizliklerini göstermektedir. Hazineyi temsilen Türk Telekom Yönetim Kurulu’nda bulunan üyelerin bu tutumları nasıl açıklanabilir?

4- TBMM’de Türk Telekom’la ilgili olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yöneltilen yazılı bir soru önergesindeki “Türk Telekom’un % 55’inin 6,55 milyar dolara Oger Telecom’a satışı ile birlikte imzalanan sözleşmelerde, alıcılar tarafından konulmuş birşerh var mıdır? Bu şerh hangi gerekçeyle konulmuştur?” sorusunu, cevaplandıran Maliye Bakanı Kemal Unakıtan “Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nda bilgi bulunmamaktadır.” Diye cevaplamıştı. Hisse Satış Sözleşmesinin tamamlanması için ön şart olarak kabul edilen böyle bir konuda Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nda nasıl olur da bilgi bulunmaz?

Sorularını gündeme taşımak mümkündür.

Öte yandan; Cumhurbaşkanlığı DDKnın, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun (BTK) 2006, 2007 ve 2008 yılları faaliyet ve işlemlerinin denetlenmesi sonucunda hazırladığı Raporun 44. Maddesinde; Türk Telekom temsilcisi tarafından imtiyaz sözleşmesine konulan şerh`in Danıştay kararı ile kaldırılmasına karşın, mahkeme kararı doğrultusunda yeni imtiyaz sözleşmesi imzalanmadığına dikkat çekildi. Sorumluların tespiti için Başbakanlık müfettişleri tarafından inceleme yapılması istendi.

Devlet Denetleme Kurulu Raporunda BTK’nın sorumluluğu vurgulanmasına karşın, Türk Telekom’da hazineyi temsil edenlerin sorumluluğuna hiç değinilmemiştir.

Devlet Denetleme Kurulu Raporundan; Türk Telekom tarafından “İmtiyaz Sözleşmesi, Telekomünikasyon Kurumu ve Şirket (Türk Telekom) arasında usulüne uygun olarak imzalanacaktır.” Şartına uyulmadığı kesinlik kazanmaktadır.

Hisse Satış Sözleşmesinin tamamlanma ile ilgili 5 maddesinde aynen; “Tamamlanma gerçekleştiğinde; bütün Tamamlanma işlemlerinin Tamamlanma Tarihinde aynı anda gerçekleştiği kabul edilir ve hiçbir devir veya teslim, bütün Tamamlanma işlemleri işbu Madde 5’de düzenlendiği şekilde tamamlanmadıkça tamamlanmış olarak kabul edilmez” denildiğine, aynı maddede tamamlama için gerekli işlemler sayılırken “İmtiyaz Sözleşmesi, Telekomünikasyon Kurumu ve Şirket (Türk Telekom) arasında usulüne uygun olarak imzalanacaktır.” Hükmü yer aldığına göre imtiyaz sözleşmesi tamamlanmamış mıdır?

Bu kadar önemli bir konuda Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı bu incelemeyi halâ neden sonuçlandırmamıştır?

You may also like...

Bir yanıt yazın