Türk Telekom’un Özelleştirilmesi – Bir Talan’ın Hikayesi

IV.C - Türk Telekom'un Yönetim Ve Denetim Kurulu üyeleri

IV.C – Türk Telekom’un Yönetim Ve Denetim Kurulu üyeleri

Türk Telekom Özelleştikten sonra Türk Telekom Yönetim ve Denetim Kurulu üyeliklerine getirilenler hep tartışma konusu oldu…

Ulaştırma Bakanı’nın telekomünikasyon konusuna vakıf olmayan yakın arkadaşlarının Hazineyi temsilen Yönetim ve Denetim Kurulu Üyeliklerine getirilmesi eleştirildi.

En fazla tartışılan Yönetim Kurulu üyesi İbrahim Şahin oldu. TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’in Türk Telekom ve beş bağlı şirkette yönetim kurulu üyesi olması eleştirildi, üstüne üstlük Türk Telekom’da fiilen çalışmasını gerektirecek İcra Kurulu üyesi olması eleştirildi. Sağlık Yardım Vakfı Mütevelli Heyeti üyesi olması eleştirildi. Bu görevlerden ne kadar ücret aldığı defalarca TBMM’de soruldu. Ama hiçbirinde net cevap alınamadı.Ve bu adam Süpermen midir? TRT genel Müdürlüğü gibi ağır bir görevin yanında bu görevleri hakkıyla yapması, kamunun çıkarları savunması mümkün müdür? Sorusu gündeme getirildi. Pek çok konuda Türk Telekom ve TRT’nin rakip olduğu hatırlatıldı. İbrahim Şahin’in hangisinin çıkarını savunacağı sorgulandı.

Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala’nın Oger Telecom’u Temsilen Denetleme Kurulu üyesi olduğu Kasım 2008’de gündeme getirilince, Türk Telekom 07.11.2008 günü bir basın açıklaması yaptı: “Türk Telekom Denetim Kurulu Üyesi Sayın Efkan Ala, T.C. Hazine Müsteşarlığını temsilen Türk Telekom’da denetim kurulu üyeliği yapmaktadır. Sayın Efkan Ala’nın Ojer Telekomünikasyon A.Ş.’yi temsilen denetim kurulunda olduğuna yönelik iddialar tamamen gerçek dışıdır.” [7 Kasım 2008/Hürriyet] Ama mızrak çuvala sığmadığı için üç gün sonraki bir basın açıklaması ile olay tevil edildi: “Şirketimiz ana sözleşmesi gereği üç denetim kurulu üyemizden biri Hazine Müsteşarlığı’nın belirlediği, diğer ikisi ise Ojer Telekomünikasyon’un belirlediği adaylar arasından seçilmektedir. Ancak hissedarlar arası varılan mutabakat gereği Ojer Telekomünikasyon A.Ş. kendisine ait olan denetim kurulu üyesi atama hakkının T.C. Hazine Müsteşarlığı tarafından kullanılmasını belli bir süre için kabul etmiştir. Bu nedenle denetim kurulu üyelerinin tamamı T.C. Hazine Müsteşarlığı tarafından belirlenen adaylar arasından seçilmiş ve T.C. Hazine Müsteşarlığı’nca atanmıştır. Bu çerçevede, Türk Telekom Denetim Kurulu Üyesi Sayın Efkan Ala, bu görevini T.C. Hazine Müsteşarlığı’nı temsilen sürdürmektedir.” [10/Kasım/2008 Hürriyet]

Türk Telekom’un 14 Kasım 2008 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı’ndan önce de Denetim Kurulu, bir üyesi Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala olmak üzere Hükümetin seçtirdiği üç üyeden oluşuyordu. Ancak 14 Kasım 2008 tarihli Genel Kurul kararında; “Ojer Telekomünikasyon A.Ş. Temsilcisinin söz alarak ‘Ojer Telekomünikasyon A.Ş. tarafından verilen muvafakatname uyarınca Şirket Ana Sözleşmesi’nin 16. maddesi gereğince A grubu hissedar Ojer Telekomünikasyon A.Ş. kendisine ait olan iki adet Denetim Kurulu aday gösterme hakkının kullandırılmasını, Ojer Telekom’un Ana Sözleşme ve Hissedarlar Sözleşmesi kapsamında sahip olduğu haklarını, hiçbir kısıtlama ve şarta bağlı olmaksızın tam olarak kullanmasına engel teşkil etmeyecek şekilde ve bu muvafakatin herhangi bir bildirim veya şarta bağlı olmaksızın her zaman geri alma hakkını saklı tutarak, belli bir süre için T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı tarafından kullanılmasına rıza göstermiştir, dediği, 3 yıl süreyle görev yapmak üzere; C grubu imtiyazlı hisseyi temsilen Efkan Ala’nın, diğer iki Denetim Kurulu üyeliğine, yukarıda belirtilen muvafakatname uyarınca T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı adına aday gösterilen Yrd. Doç. Tuna Tuğcu ve Prof. Dr. Aydın Gülan’ın seçilmelerine….” denilmektedir. Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala’nın, Denetim Kurulu’nda yer alması eleştirildikten sonra yapılan Genel Kurul’da böyle bir düzenlemeye gidilmesi ciddiyete sığar mı?

Öte yandan; Hissedarlar Sözleşmesi “Hazine ve Ulaştırma Bakanlığı Arasındaki İlişki” başlıklı 3.3. Maddesinde açıkça belirtildiği gibi, “Taraflar, Hazine’nin pay sahipliğine dayanan oy, yönetim, temsil, denetim gibi hak ve yetkilerinin Ulaştırma Bakanlığı tarafından kullanılacağını kabul ederler.” Ayrıca yine aynı Sözleşmelerde Denetim Kurulu Üyelerinin nasıl seçileceği açık ve net olarak tanımlanmıştır. Kanunlarda ve ilgili Sözleşmelerde bu kadar açık ve net hükümler bulunmasına rağmen Ojer Telekom, Denetim Kurulu üyelikleri için kendisine ait olan aday gösterme hakkını hangi nedenle ve neye dayanarak Hazine’ye devredebilir? Sözleşmelerle bağlı değil midir? Ayrıca böyle önemli bir hak devrinin, herhangi bir bildirim veya şarta bağlı olmaksızın her zaman geri alma hakkı saklı tutularak yapılması, belli bir süre için denilip sürenin tanımlanmamış olması ciddiyet ölçülerine uymakta mıdır?

Sorularını sormadan geçemiyoruz.

Ayrıca aşağıdaki soruların da açıklığa kavuşturulması gerektiğine inanıyoruz:

Türk Telekom’un 14 Kasım 2008 tarihli Olağanüstü Genel Kurulu’nda Yönetim Kurulu üyelikleri sona eren ve yine aynı Genel Kurul’da üyesi bulundukları İcra Kurulu da lağvedildiği için Türk Telekom’daki bu görevleri de sonra eren Emin Başer ve Doç. Dr. Rıza Metin Ercan’ın, Şirket ile ilişkileri devam etmekte midir? Hangi konumda ve hangi ücretle devam etmektedir?

Türk Telekom’daki üst düzey yöneticilik görevleri geçmiş tarihlerde sona eren kişilerin Şirketle ilişkileri kesilmeden “Danışman” ya da benzeri bir sıfatla ücret almaya devam ettikleri doğru mudur? Bu konumda kaç kişi vardır? Özelleştirmenin başlıca amaçlarından birinin, Türk Telekom’u verimliliğini artırmak olduğu göz önüne alınırsa, Devlet memuriyetindeki “Müşavir” kadrosuna benzer bir kadro yaratılarak eski Yöneticilerin, pasif konumda ücretlerini alarak oturmaları, Özelleştirmenin amaçları ile ne derecede uyumludur?

You may also like...

Bir yanıt yazın