Türk Telekom’un Özelleştirilmesi – Bir Talan’ın Hikayesi

II.F - Cdma Frekansı Ve Bazı Tesadüfler

II.F – Cdma Frekansı Ve Bazı Tesadüfler

İhaleden bir gün önce Telekomünikasyon Kurumu’nun Türk Telekom’a CDMA-WLL kullanımı için frekans tahsis etmesi konusunda, çok şey yazıldı söylendi. CDMA konusunda en etkili yazılardan birisini Rahmetli Ömer Lütfi METE yazdı.

Ömet Lütfi Mete’nin, 15.08.2005 tarihli Sabah gazetesindeki “KİT pazarına necaset mi yağıyor?” başlıklı yazısında;

“Türk Telekom özelleştirmesi ile ilgili olarak, en sağlam hükümeti dahi düşürecek kadar muazzam rakamlarla ifade edilen bir yolsuzluk iddiası var. Dört gün önce HABER-SEN’in bu yönde suçlamalarını ‘8SÜTUN’ isimli internet sitesinde görüp kurcalamaya başlarken kendi kendime telkinde bulundum: – Bu iddianın gerçek olması için değil, yalan olması için dua et. Varsa can düşmanın için dahi ‘oh, yolsuzluk batağında kirlendiler’ duygusuna kapılma! İnsanın kolayca ‘ necaset sineği’ gibi pislikten beslenir hale gelebildiği bir çağda yergi şehvetinden sakınmak zor! Kurcalamalarımın sonunda korkunç bir pislikle karşı karşıya bulunduğumuz duygusuna kapılmakla beraber umutla Ulaştırma Bakanı Yıldırım’ın ikna edici yalanlamasını bekliyorum. Böyle bir iddia karşısında susarlarsa, iktidarın intihar eylemi başlamış demektir. Allah vere de kendileri ile beraber demokrasiyi de havaya uçurmayalar! İddianın özü şu: Telekomünikasyon Kurulu, değeri milyarlarca dolar ile ölçülen ve ‘Code Division Multıple Access’ (CDMA) diye bilinen üçüncü nesil cep telefonu lisans hakkını özelleştirme ihalesinden sadece bir gün önce (!!!) ve mesai saati bittikten bir saat sonra (!!!) ihalesiz ve bedelsiz olarak Türk Telekom’a, dolayısıyla özelleştirme ihalesini kazanan Oger Telekom’a tahsis etti. Oysa Türk Telekom CDMA konusunda üç kere (28 Haziran 2002, 15 Mayıs 2003 ve Aralık 2003) Telekomünikasyon Kurulu’na başvurmuş ama her seferinde bunun lisans alınarak işletilecek bir sistem olduğu gerekçesiyle reddedilmiş. Aynı Telekomünikasyon Kurulu, Türk Telekom’un satış ihalesinden bir gün önce hem de mesai saatinden sonra, bu son derece değerli imkanı, Telekom’u satın alacak şirkete bedelsiz devretmiş bulunuyor. (Bir rivayete göre de, ihaleye iştirak eden öteki firmalara ‘hayır bu hakkı satmıyoruz’ dendiği halde!) Malum, Telekom’un özelleştirilmesi için baskı yapanların temel tezine göre, yakında cep telefonları kablolu telefonu hayatımızdan sileceği için kurum acilen satılmalıydı. 6 milyar dolarlık bir alıcı çıktığına göre de bayram edebilirdik. Acaba gerçekler bu liberal fetva merkezlerini onaylıyor muydu? Bütün maddi varlıklarıyla birlikte gerçek değerinin çok altında satılan Türk Telekom’a, bir de milyarlarca dolar kıymetindeki CDMA hakkı gizlice eklenmişken bunun temiz bir ihale olduğuna kimi inandırabilirsiniz? Erdoğan’a toz kondurmayan babacığım bile bu şartlarda Türk Telekom olayında korkunç bir vurgun yaşandığına hükmetmekten kendini alamaz! (Son dakika duyumu: Başbakan olaydan yeni haberdar olup el koymuş. CDMA ne işe yarar? – Sabit telefonlar sim kartsız ve kablosuz kullanılabilir… 2.4 MB/sn hızla internet erişimi alt yapısını destekler ve 500 kişiye aynı anda bedavaya bas konuş yapma imkanı sunar… Bugünkü ADSL altyapısının yerini alıp çok yüksek hızda bağlantı temin eder… 155 KB/sn WLL sisteminin kırsal alanda destekleyen bir altyapı oluşturur… (Türk Telekom’u alacak olan Oger bu sistemi kurarsa, vatandaş Edirne’deki ev veya iş telefonunu Hakkari’ye götürüp kullanabilir.) Ayrıca santraller açısından muazzam tasarruf getirir. (Büyük bir salon kadar santralde bugün 40 bin abone varken, CDMA sisteminde sadece 80×80 santimlik santralden 2.5 milyon abone hizmet alır.) Sistem niçin yaygınlaşmadı? Bu sistem GSM teknolojisinin önünü kesecek nitelikte olduğundan mevcut cep hattı firmaları lobi faaliyeti yaptılar. Özellikle bunların en büyüğü çok gayret gösterdi ve özelleştirme gününe kadar da sistemi devre dışı tutmayı başardı. CDMA eğer ev ve işyeri sabit telefonları için kurulursa, yeraltı kabloları, direkler ve diğer ayrıntılar ortadan kalkıyor. Türk Telekom’un mevcut altyapısı da bu sistemin ucuza, normalinin dörtte biri maliyetle kurulabilmesine elveriyor. Bu hesaba göre Oger, sadece 500 milyon dolar harcayarak bu sitemi bütün Türkiye’de kurabilir. Bu da demektir ki 500 milyon yatırım ile söz konusu şirket Türkiye’nin tek telekomünikasyon kuruluşu haline gelebilir, fiili tekel oluşturabilir. İddianın püskülleri de var: – İşin arkasında, Oger Telekom’da sermayesi olan ‘kadife devrim mimarı’ Geroge Soros’la birlikte British Telecom ve Telecom İtalia da yer alıyor Ve nihayet; KİT pazarında ‘kime istersem satarım, sana ne’ şarkıları söyleyen Unakıtan’ın bu necasetten tufan iddiası için de acilen şakıması beklenmektedir.”

Demiştir.

Ömer Lütfü Mete’nin bu yazısına da, benzer yazılara da gerek Ulaştırma Bakanlığından gerekse TK’dan tatmin edici bir cevap gelmedi. Oger Telecom’un en önemli uzmanlığının (CDMA2000-450) operatörlüğü olması (Romanya ve Portekiz’deki şirketleri) da kuşkuları artırıyordu. TK olay ortaya çıktıktan sonra “PARDON” izni yanlışlıkla vermişim dedi… Olay da kapandı/kapatıldı…

Bazı Tesadüfler:

İhaleden bir gün önce Telekomünikasyon Kurumu’nun Türk Telekom’a CDMA-WLL kullanımı için frekans tahsis etmesi medyanın bunu ortaya çıkarmasından sonra “PARDON” denmesi,

Türk Telekom İhalesinde son dörde kalan firmalardan Koç Holding’in Tüpraş ihalesini kazanması, Çalık Grubu’nun da limanları, Medya şirketlerini alması,

Çalık grubu ile Türk Telekom’un Arnavutluk Telekom’u birlikte satın almaları,

Başbakan’ın Harriri’ye yaptığı ziyaret, Berlusconi’nin o tarihlerde Türkiye’yi mesken tutması,

Kurumlar Vergisi’nin ihaleden hemen sonra %30’dan %20’ye düşürülmesi,

Türk Telekom ihalesi ile alakası olmayan tesadüfler midir?

You may also like...

Bir yanıt yazın